Kendimiz ile dalga geçersek hayat hafifler
Komedi festivallerinden ana akım televizyon kanallarına kadar doğaçlama ve mizah yapan oyuncular çok popüler. Erkek dünyasının egemen olduğu bu dünya da öyle bir kadın var ki adını emin adımlar ile duyuruyor. Pek çok önemli mekanda biletleri tüketen Lesli Karavil’den bahsediyoruz. 18 yıl boyunca Barselona, New York ve San Francisco’da yaşayan ve eğitim gören sanatçı İspanya’da birçok dizide rol aldı. Türkiye’ye gelen Lesli Karavil’i diğer stand upçılardan öne çıkaran özelliği, mizahı belden aşağı vurmayan, günümüz kadın-erkek ilişkilerinden tutun da günlük olaylara karşı durumları zeki yaklaşımlar ile yarı interaktif olarak sunması. Özellikle pandemi döneminde digital platformaların Lesli Karavil’in gösterini alıp yayınlaması ile ismi daha geniş kitlelere ulaştı. Oyuncu, nefes terapisti ve stand-up gösterileri yapan Karavil’e merak ettiklerimizi sorduk.
En büyük ilham kaynaklarım, küçüklüğümde hayranlıkla seyrettiğim tiyatro oyunlarındaki muhteşem oyuncular; Levent Kırca, Ferhan Şensoy, Yasemin Yalçın, Gazenfer Özcan, Metin Akpınar ve Zeki Alasya’dır. Annemim belki de bana verdiği en büyük hediye bu tiyatro oyunlarına bizleri götürmesiydi. Yıllarca bu oyuncuların repliklerini kendi konuşmalarıma katarak kullandım. Yabancı oyuncu ve stand upçı olarak da Steve Martin, Woody Allen’ın kitapları ve filmleri bana ilham kaynağı oldu ama en büyük hayranlığım Charlie Chaplin.
Yazılı setim var bunu doğal ve akışa göre şekillendirmek, seyircinin enerjisine göre yönlendirmek benim güçlü olduğum bir yönüm. Ben belirli bir cümleden sonra şimdi gülünecek beklentisinden çok her anlattığımdan çok keyif almayı ve eğlenmeyi hedefliyorum. Amaç sadece seyircinin değil benim de eğlenmem ancak bu şekilde tüm seyirci harika bir noktaya çıkıyor.
Cem Yılmaz 2017 yıllarında sahneme gelmişti. Harika bir gösteriydi ve çok eğlenmiştik. O sene ilk stand up gösterimi yazmıştım. O gösteriden sonra iki gösteri daha yazdım. Kendisi ile tanışmıştım hatta gösteri sırasında sürekli laf atmıştı. Onun yaptığı işlere saygım sonsuz. Türkiye için çok değerli, akıllı ve bilgili bir kişiliktir. Kendisin hayatımıza katkısı büyüktür ve her zaman saygı görmesi gerekiyor.
Hayatta en önemli şey bence insanın kendini çok ciddiye alması ve hiç ciddiye almaması arasındaki incecik alanda kolaylıkla gidip gelebilmesi. Biz çok değerli ve önemliyiz ama gerçekten bir kum tanesiyiz. Sahne işlerinde egosuzum dersem yalan olur. Ben kendime güveniyorum. Yaşadığım çok farklı deneyimlerden dolayı güçlü ve çok donanımlı hissediyorum ama kendi köşeli kısımlarımı bazen aşırı duygusallıklarımı veya kontrolcü tarafımı da görebiliyorum, bunları görüp gülüyorum. Kendimiz ile dalga geçebilme yeteneği insanı iyileştirir. Hayatı hafifletir.
Seçmeye mecbur olsam stand up gösterilerini veya tiyatroyu yani sahne sanatlarını seçerdim. Ben insanlarla iletişim kurmayı ve oluşturduğumuz o enerjiyi seviyorum. İnsanları mutlu ederken ben de besleniyorum ve beni daha iyi bir insan yapıyor.
Oyunculuk okulunda öğrendiğimiz değerli egzersizleri hep uygularım. Ağırlık antremanı veya enerjisi yüksek olan bir egzersiz akışı yaparım. Bu enerjimi dengeler. O gün fazla konuşmam, enerjimi harcamam. Çok az yemek yerim. Bir gece evvel iyi uyurum. Gösteri öncesi üç saat evvel mekana gelirim. Ses ve ışık kontrolünden sonra iki saat tek başıma kalırım. Sesimi açarım. Çok su içerim. Bunları yaptıktan sonra motivasyon düşüklüğü kalmaz.
Ben interaktif kısımda hep çok keyif aldım. Hızlı cevap verişim, insanları iyi gözlemem ve her şeyden önce insanları mutlu etme ve samimi bir ortam oluşturma isteğim en başından beri kuvvetliydi. Zamanla gösteri sayısı arttıkça daha da kuvvetlendi ve ben de rahatladım. Zorlandığım anlar oldu. Kişilere soru sorabilirsin, sana sorabilirler ama nerede, nasıl kesmen ve yönlendirmen gerektiğini hissetmek, güçlü ve rahat durmak çok önemli.